
Birbirinden harika dans ve gösterileriyle sevenlerinin karşısına çıkacak olan Grup Hepsi'nin bu konserinin biletlerini Biletix'ten temin edebilirsiniz. www.Hepsix.Com olarak, konserde bulunmanızı öneriyor, bol eğlenceli vakitler diliyoruz.
İngilizcesi - English
1 February Open market günü , hour 15.00'da All of it or them concert there is! Group Hepsi of it or them , semester tatilinde öğrencilere moral inoculate on Bostancı Gösteri Merkezi'nde sevenlerinin opposite to prominent.
Predecessor all 4 person gördüğümüz All of it or them Grubu , this time 3 kişi. Gülçin'in on leave unprecedented with concert katılamayacak unprecedented Hepsi'nin this time 3 kişi çıkmasına cause okay.
One another wonder dance and gösterileriyle sevenlerinin opposite to çıkacak possibility Group Hepsi'nin this konserinin biletlerini Biletix'ten making sure edebilirsiniz. www.Hepsix.Com olarak , concert bulunmanızı offer , wide amusing time diliyoruz.
Not: Alıntı yaparken mutlaka, kaynağın "www.Hepsix.Com" olduğunu belirtiniz, aksi halde yasal işlem başlatılacaktır.
Hepsi ile dizi, sinema ve müzikal!
Basında, Hepsi ile ilgili haberler yer almaya devam ediyor. En son Star gazetesinden Özkan Güven, Hepsi üyeleri ile bir röportaj yapmış. 10 Ocak'ta Star Gazetesi'nde yayınlanan röportajda, yazın çıkacak yeni film ve müzikal ile ilgili birçok bilgi var. Biz lafı daha fazla uzatmayalım, yayınlanan röportajı www.Hepsix.Com farkıyla aynen alıntılayalım:
Dansçılık, yorumculuk ve oyunculuk... Cemre, Eren, Gülçin ve Yasemin’den oluşan Hepsi, bunların tümünü yapan bir müzik grubu. Hepsi kızlarını yaptıkları R&B tarzı müzikleriyle ve danslarıyla tanıdık. Aradan çok geçmeden birçok projede yer almaya başladılar. Hepsi 1 adlı diziden sonra yeni bir diziye hazırlanan grup, bu yaz bir sinema filmi ve müzikalde yer almayı planlıyor.
Ailelerinin, onların isimlerini listeye yazdırdıkları sırada yaşlarının kaç olduğunu hatırlamıyorlar ama oradan, birbirlerine karşı güçlü bir bağla ayrıldıklarını biliyorlar. Balerin olmuyorlar ama bütün çocuklukları birlikte geçiyor. Ailelerini büyük bir salonda toplayıp onlara mini konserler veriyorlar. Sonra zaman geçiyor... Konservatuara kayıtlarını yaptırıyorlar. Türkiye’nin ilk R&B grubu olarak piyasaya çıktıklarında öyle çok seviliyorlar ki başarı da beraberinde geliyor... Müzik piyasasına adımlarını atarlarken yıldız olma hayallerinin bulunup bulunmadığına ilişkin soruya Yasemin şu yanıtı veriyor: ‘Hiçbir zaman başımızı yastığa koyarken yıldız olacağız demedik. Bu işe kalkıştığımız zaman bunun tutması için sadece dua ettik ve çok çalıştık.’ Eren ise ‘Bir gün acayip hayranlarımız olacak gibi bir hayal hiç bir zaman kurmamışızdır. Bizim hayallerimiz sahnede bir şovumuz olsa, şarkılar söylesek idi. Starlık gibi bir hayalimiz hiç olmadı’ diyor.
AAA! YARISI BURADA
Hepsi’nin üye sayısının fazla olduğu müzik gruplarının farklı bir yönü daha vardır. Eğer grup üyeleri tek başlarına sokakta yürürken hayranları onu tanımakta zorlanabilir. Çoğu zaman da zorlanmıştır. Bu durum Hepsi için de geçerli mi? Hep bir ağızdan ‘Hayııır’ diyor bu sorunun yanıtına. Gülçin ‘İlk zamanlar insanlar bizi bir arada gördüğünde ‘Aaa Hepsi’ oluyorlardı. Sonraları ikili görünmeye başladık, ‘Aaa yarısı burada’ diyorlardı. Şu anda yolda tek başına yürürken makyajsız halde bile tanınıyoruz’ diyor.
Peki yeni projeler? Hepsi hayranlarına bir müjde: Bir sinema filmi ve müzikal ufukta görünüyor. İşlerin ayrıntılarını Cemre anlatıyor: ‘Yeni bir dizi projemiz var. Görüşmelerimiz sürüyor. Ama bu Hepsi 1 gibi olmayacak, farklı bir şey yapacağız. Sinema filmimiz de olacak. Hepsi grubunu anlatmayacağız ve çok da fazla bahsetmek istemiyorum şu an için ama film çok farklı bir şey olacak. Birbirini tanımayan dört kızın arasında geçen bir kasaba hikayesi olacak. Yazın bu işe girmeyi planlıyoruz. Onun dışında şu an yoğun bir şekilde görüşmekte olduğumuz müzikal projemiz var. Bunun ayrıntılarını vermek istemiyorum ama hayallerimizden biriydi.’
Dans etmeden asla olmaz
ONLARI bir arada tutan müzik ve dans çoğu zaman. Ama onları ayrı kılan farklı yönleri de yok değil. Eren kesinlikle pop müzik ve R&B dinlemiyor, genelde chill out ve caz tercih ediyor mesela. Cemre ise soul ve blues’dan hoşlanıyor. Dans ederlerken kendilerini çok mutlu hissettiklerini anlatan Hepsi kızları ‘Bu bizim alışkanlığımız’ yorumunu yapıyor. Gülçin ise ‘Dans etmediğimiz zaman kendimizi kaybediyoruz. Eskiden günde 6-9 saat, haftada 40 saat dans ediyorduk. Şu anda dokuz saat dans etmiyorum ama geriye bakınca diyorum ki ‘Aaa ne kadar fazlaymış.’ Onu sıfıra indirgemek bizim hayatımızda ne kadar mümkün olabilir bilemiyorum. Herhalde olamayacak’ diyor.
Aralarına erkek sinek dahi almıyorlar
HEPSİ grubuyla ilgili ilginç bir bilgi verelim: Menajerlerinden çalıştıkları şirketin personeline kadar birlikte oldukları herkes kadınlardan oluşuyor. Aralarında erkek sinek dahi yok. Kadın popülasyonun bu kadar fazla olduğu bir ortamın nasıl olduğunu Yasemin anlatıyor: ‘Bir yara iltihaplanmaya başlar, ilerledikçe daha kötüleşir, en sonunda da kangren olur, kurtuluş yoktur. Daha yaranın açılacağı noktada, bir masa konseptimiz vardır bizim: Herhangi bir şey, aramızda bir sorun teşkil ettiği anda herkes masaya toplanıyor. Birinin canı acır, ağlar, bağırılır çağrılır, ama o yarayı tamamıyla yok edilmiş şekilde kalkarız masadan. Biz dördümüz farklı kimlik, kişilikleriz ama Hepsi olunca başka bir şey oluyor. Hepsi dördünden de ayrı bir beşinci kimlik.’

Ailelerinin, onların isimlerini listeye yazdırdıkları sırada yaşlarının kaç olduğunu hatırlamıyorlar ama oradan, birbirlerine karşı güçlü bir bağla ayrıldıklarını biliyorlar. Balerin olmuyorlar ama bütün çocuklukları birlikte geçiyor. Ailelerini büyük bir salonda toplayıp onlara mini konserler veriyorlar. Sonra zaman geçiyor... Konservatuara kayıtlarını yaptırıyorlar. Türkiye’nin ilk R&B grubu olarak piyasaya çıktıklarında öyle çok seviliyorlar ki başarı da beraberinde geliyor... Müzik piyasasına adımlarını atarlarken yıldız olma hayallerinin bulunup bulunmadığına ilişkin soruya Yasemin şu yanıtı veriyor: ‘Hiçbir zaman başımızı yastığa koyarken yıldız olacağız demedik. Bu işe kalkıştığımız zaman bunun tutması için sadece dua ettik ve çok çalıştık.’ Eren ise ‘Bir gün acayip hayranlarımız olacak gibi bir hayal hiç bir zaman kurmamışızdır. Bizim hayallerimiz sahnede bir şovumuz olsa, şarkılar söylesek idi. Starlık gibi bir hayalimiz hiç olmadı’ diyor.
AAA! YARISI BURADA
Hepsi’nin üye sayısının fazla olduğu müzik gruplarının farklı bir yönü daha vardır. Eğer grup üyeleri tek başlarına sokakta yürürken hayranları onu tanımakta zorlanabilir. Çoğu zaman da zorlanmıştır. Bu durum Hepsi için de geçerli mi? Hep bir ağızdan ‘Hayııır’ diyor bu sorunun yanıtına. Gülçin ‘İlk zamanlar insanlar bizi bir arada gördüğünde ‘Aaa Hepsi’ oluyorlardı. Sonraları ikili görünmeye başladık, ‘Aaa yarısı burada’ diyorlardı. Şu anda yolda tek başına yürürken makyajsız halde bile tanınıyoruz’ diyor.
Peki yeni projeler? Hepsi hayranlarına bir müjde: Bir sinema filmi ve müzikal ufukta görünüyor. İşlerin ayrıntılarını Cemre anlatıyor: ‘Yeni bir dizi projemiz var. Görüşmelerimiz sürüyor. Ama bu Hepsi 1 gibi olmayacak, farklı bir şey yapacağız. Sinema filmimiz de olacak. Hepsi grubunu anlatmayacağız ve çok da fazla bahsetmek istemiyorum şu an için ama film çok farklı bir şey olacak. Birbirini tanımayan dört kızın arasında geçen bir kasaba hikayesi olacak. Yazın bu işe girmeyi planlıyoruz. Onun dışında şu an yoğun bir şekilde görüşmekte olduğumuz müzikal projemiz var. Bunun ayrıntılarını vermek istemiyorum ama hayallerimizden biriydi.’
Dans etmeden asla olmaz
ONLARI bir arada tutan müzik ve dans çoğu zaman. Ama onları ayrı kılan farklı yönleri de yok değil. Eren kesinlikle pop müzik ve R&B dinlemiyor, genelde chill out ve caz tercih ediyor mesela. Cemre ise soul ve blues’dan hoşlanıyor. Dans ederlerken kendilerini çok mutlu hissettiklerini anlatan Hepsi kızları ‘Bu bizim alışkanlığımız’ yorumunu yapıyor. Gülçin ise ‘Dans etmediğimiz zaman kendimizi kaybediyoruz. Eskiden günde 6-9 saat, haftada 40 saat dans ediyorduk. Şu anda dokuz saat dans etmiyorum ama geriye bakınca diyorum ki ‘Aaa ne kadar fazlaymış.’ Onu sıfıra indirgemek bizim hayatımızda ne kadar mümkün olabilir bilemiyorum. Herhalde olamayacak’ diyor.
Aralarına erkek sinek dahi almıyorlar
HEPSİ grubuyla ilgili ilginç bir bilgi verelim: Menajerlerinden çalıştıkları şirketin personeline kadar birlikte oldukları herkes kadınlardan oluşuyor. Aralarında erkek sinek dahi yok. Kadın popülasyonun bu kadar fazla olduğu bir ortamın nasıl olduğunu Yasemin anlatıyor: ‘Bir yara iltihaplanmaya başlar, ilerledikçe daha kötüleşir, en sonunda da kangren olur, kurtuluş yoktur. Daha yaranın açılacağı noktada, bir masa konseptimiz vardır bizim: Herhangi bir şey, aramızda bir sorun teşkil ettiği anda herkes masaya toplanıyor. Birinin canı acır, ağlar, bağırılır çağrılır, ama o yarayı tamamıyla yok edilmiş şekilde kalkarız masadan. Biz dördümüz farklı kimlik, kişilikleriz ama Hepsi olunca başka bir şey oluyor. Hepsi dördünden de ayrı bir beşinci kimlik.’
Grup Hepsi'nin yeni yıl dilekleri
Hepsi üyeleri, yeni yıldan beklentilerini sıraladılar. www.Hepsix.Com, üyelerin yeni yıldan beklentilerini size sunuyor. Özellikle siyasi ve ekonomik açıdan huzur dileyen Hepsi üyelerinin her birinin dilekleri sırayla şöyle:
Eren: "Dileklerim,gelecek nesiller için.."
İçinde yaşadığımız toplumun mutlu insanlardan oluşabilmesi için öncelikle hepimizin saygıyı öğrenmemiz gerekiyor bence.Doğaya ve insanlara saygılı bir nesil yetişsin istiyorum.Noel Baba!Bu dileğimi gerçekleştirebilir misin?
Yasemin: "Birazcık huzur istesem?"
Noel Baba'yı karşımda gördüğümde onun kulağına tek bir dilek fısıldayacağım ve dileğimi gerçekleştirmesini bekleyeceğim bütün yıl.Ondan huzur ve mutluluk dileyeceğim herkes için,kendim için...
Cemre: "Akıl dağıtıyor musun Noel Baba?"
Çevreme baktıkça çoğu insanın akla ihtiyacı olduğunu görüyorum.Bu yüzden de Noel Baba benim dileğimi gerçekleştirecekse,ondan herkes için bol bol akıl ve fikir diliyorum.Umarım sesimi duyar...
Gülçin: "Aşksız hayat olur mu?"
Dünyada en güzel duygudur aşk;insanın ayaklarını yerden kesen,tozpembe rüyalara sürükleyen..2009 yılında ben de Noel Baba'dan herkes için aşk diliyorum...

İçinde yaşadığımız toplumun mutlu insanlardan oluşabilmesi için öncelikle hepimizin saygıyı öğrenmemiz gerekiyor bence.Doğaya ve insanlara saygılı bir nesil yetişsin istiyorum.Noel Baba!Bu dileğimi gerçekleştirebilir misin?
Yasemin: "Birazcık huzur istesem?"
Noel Baba'yı karşımda gördüğümde onun kulağına tek bir dilek fısıldayacağım ve dileğimi gerçekleştirmesini bekleyeceğim bütün yıl.Ondan huzur ve mutluluk dileyeceğim herkes için,kendim için...
Cemre: "Akıl dağıtıyor musun Noel Baba?"
Çevreme baktıkça çoğu insanın akla ihtiyacı olduğunu görüyorum.Bu yüzden de Noel Baba benim dileğimi gerçekleştirecekse,ondan herkes için bol bol akıl ve fikir diliyorum.Umarım sesimi duyar...
Gülçin: "Aşksız hayat olur mu?"
Dünyada en güzel duygudur aşk;insanın ayaklarını yerden kesen,tozpembe rüyalara sürükleyen..2009 yılında ben de Noel Baba'dan herkes için aşk diliyorum...
Hepsi üyeleri birbirlerini anlattı
Grup Hepsi üyeleri Cemre, Eren, Yasemin ve Gülçin; birbirlerini anlattılar. Tüm üyeler, diğer grup üyelerinin en belirgin özelliklerini sıraladı ve ortaya www.Hepsix.Com farkı ile mükemmel bir Hepsi yazısı çıktı.
EREN NELER DEDİ?
Gülçin için...
* Gülçin’in en çok şu özelliklerini severim: Çok şahsına has bir kişidir.
* Gülçin, bazen beni kızdırır. O da bu yüzdendir: Kendi inandığının dışında hiçbir şeye ikna olmaz!
* Gülçin, aramızdaki tek sarışın, o bu konu hakkında şunları söyler: “Off, bu sefer turuncu oldu.”
* Bir Akrep burcudur. Bunu “Ya hep, ya hiç” demesinden anlayabilirsiniz.
* En sevdiği gün cuma, çünkü o gün görev olarak yaptığı şeylerin son günü.
* En sevdiği çiçek diye bir şey yoktur, çünkü çiçek sevmez!
* Giyim tarzının en belirgin özellikleri, nar çiçeği rengi ve keçeden aksesuvarlarıdır.
Yasemin için...
* En büyük tutkusu arabalardır.
* Yasemin bazen sinirli olur. Böyle zamanlarda onun üstüne gitmemek gerekir.
* En tatlı yönü alttan alabilmesidir. Ben de bu tarafını çok severim.
* En sevdiği aksesuvarlar, saat, yüzük ve şapkalardır.
* Sık sık telefonunu ve tarzını değiştirir.
* Alışverişe çıktığımızda Yasemin genellikle çanta alır.
* En çok para harcadığı şeyler, telefon ve güneş gözlüğüdür.
* Yasemin’in canı sadece sevgilisi onu bunalttığında sıkılır.
Cemre için...
* En sevdiği sanatçılar, Britney Spears, Rihanna, Angelina Jolie’dir.
* Kullanmaktan en çok hoşlandığı cümle, “yok artık”tır.
* Yanından asla ayırmadığı obje, saatidir.
* Kafasına en çok taktığı şey, konser bilet sayısıdır.
* Cemre’yle bazen kavga ederiz, ama sonra iki taraftan biri yumuşar.
* Cemre’nin en belirgin kişilik özellikleri, inatçı, sinirli ama sevgi dolu olmasıdır.
* Tatillerinde en çok sevdiği kişiyle birlikte olmak ister. Nerede olduğu fark etmez.
YASEMİN NELER DEDİ?
Gülçin için...
* Gülçin’le tanıştığımız ilk günde okulda bale dersi yaptık.
* Onu en çok taklit yaptığı zamanlar seviyorum.
* Gülçin, şu özellikleri olan yakışıklılardan hoşlanır: Body yapmış, sarışın ve çok uzun boylu olmayan...
* Gülçin genellikle kendince işinde sorun çıktığını düşünürse şikayet eder.
* Onunla aramızda güçlü bir dostluk var, çünkü o da abur cuburu çok seviyor!
* Kızdığı zaman kızarır ve konuşamaz.
* Her zaman kendine özgü bir kızdır.
Eren için...
* Eren’in en çok çalışkanlığını, saflığını, komikliğini ve beden dilini iyi kullanmasını seviyorum.
* Eren’in en sık kullandığı kelimeler, “hani” ve “wooo”dur.
* Onunla en son tatlı bir kavga ettik. Bunun sebebi saf olmasıydı.
* Eren’le dans etmek çok eğlencelidir.
* Eren’i sadece açken üstüne giderseniz kızdırabilirsiniz!
* Eren, benim hakkımda, genellikle şunları söyler: Yasement, Yasin, eğlenceli.
* Mutlu olduğu zaman genelde garip müzikleriyle dans eder.
Cemre için...
* Cemre’nin en belirgin özellikleri şunlardır: Agresiftir, ama bunu sevdiğinden yapar. Bir de uyumayı çok sever.
* Cemre’nin kızgın olduğunu şu tavırlarından anlarım: Gözleri kocaman olur ve dudağını yemeye başlar.
* En sevdiği yiyecekler, bulgur pilavı ve menajerimiz Evren’in yaptığı kıymalı makarnayla köftedir.
* İnat ettiği zaman beni çileden çıkarır.
* Cemre ve ben, korku filmlerini severiz.
* Cemre’yi üç sözcükte anlatmam gerekirse, bu sözcükler "sevgi", "sinirli" ve "güzel vücutlu" olurdu.
* Cemre, arkadaşlarını savunmaktan asla vazgeçemez.
* En sevdiği evcil hayvan köpeğidir. Bir kurt köpeği var.
CEMRE NELER DEDİ?
Yasemin için...
* Yasemin, içimizdeki en çılgın kızdır.
* Onu kıyafet konularında ikna etmek çok zordur.
* En büyük korkusu, cam kapılar ve pencerelerdir.
* Ona “cüce” dediğim zaman bana çok kızar.
* Yasemin, alışveriş konusunda çok şanslıdır.
* En sevdiği araba markası, Mini Cooper’dır.
* Yasemin, gece program yapmaktan çok hoşlanır. Bizi de peşinden sürükler.
Gülçin için...
* Gülçin, bazen bencil bir kız olabilir ve o zamanlar beni biraz kızdırır.
* En sevdiğim yönü, obur oluşudur
* Gülçin’in bu hayatta en çok sevdiği insan, kendisidir!
* Gülçin’in giyim tarzı belirsizdir.
* Asla vazgeçemeyeceği eşyaları, oyuncak bebekleridir.
* Gülçin, bazen sinirlenir ve bunun genellikle sebebi istediğini alamamasıdır.
Eren için...
* Eren, bazen mutsuz olur. Genellikle bunun sebepleri, uykusuz ve aç olmasıdır.
* Eren’in neşeli olduğu anları çok severim. Çünkü o zaman çok komik olur.
* Asla paylaşamayacağı şey, yatağıdır. Ama benimle paylaşır...
* Eren için özel bir arkadaşlığın en önemli gereklilikleri, saf sevgi ve dürüstlüktür.
* Eren’i tanımak için genel davranışlarına bakmak yeterlidir.
* Çok iyi kalplidir, çünkü adı Polyanna’dır!
GÜLÇİN NELER DEDİ?
Eren için...
* En belirgin karakteristik özelliği sürrealist olmasıdır.
* Onun giyim tarzını “Kafama ne eserse giyerim” cümlesi anlatabilir.
* Eren’le aramızdaki bağ, empati kurabilen olgun insanlarınki gibidir.
* Eren’in en sevdiğim yönü iyimser olmasıdır.
* Kızdığı zaman çok alıngan olabilir.
* Aşık olduğu zaman, olmamış gibi davranır!
* Hayatta asla vazgeçemeyeceği şeyler, keyfiyle, uykusuyla, boğazıyla ilgili şeylerdir.
* Eren’e bazı şeyleri göremediği zaman kızabiliyorum.
* Beni en çok güldüren yönü, bazen saçma tepkiler vermesidir.
Cemre için...
* Cemre’yi bizden ayıran en önemli karakteristik özelliği, cadı olmasıdır!
* Bazen çok asabi bir kız olabilir.
* Herkes Cemre’yi bir şeyleri abartıp komikleştirerek anlatması yüzünden sever.
* En sevdiğim özellikleri ayak parmaklarıdır.
* Sevmediği insanlara karşı fazla ukala olabilir.
* Cemre’yle uzun zaman görüşmezsek, onun bir şeyleri abartarak anlatması yönünü çok özlüyorum.
* Cemre, komik danslar yaptığımız zamanlarda çok eğlenceli bir kızdır.
Yasemin için...
* En çok güldüğü kişi, genellikle Cem Yılmaz’dır.
* En sevdiğim özellikleri, geyik yapmayı sevmesi ve yaptığı taklitlerdir.
* En çok komik danslar yapabileceği mekanlarda eğlenmekten hoşlanır.
* En çok gerilim, polisiye, aksiyon tarzı filmleri izlemeyi sever.
* Yasemin’le bazen tartışırız. Bu da genellikle şu sebeplerden olur: Beni dinlemez, dinlediğini sanır.
* Yasemin’in hayat felsefesini anlamış değilim.
www.Hepsix.Com

Gülçin için...
* Gülçin’in en çok şu özelliklerini severim: Çok şahsına has bir kişidir.
* Gülçin, bazen beni kızdırır. O da bu yüzdendir: Kendi inandığının dışında hiçbir şeye ikna olmaz!
* Gülçin, aramızdaki tek sarışın, o bu konu hakkında şunları söyler: “Off, bu sefer turuncu oldu.”
* Bir Akrep burcudur. Bunu “Ya hep, ya hiç” demesinden anlayabilirsiniz.
* En sevdiği gün cuma, çünkü o gün görev olarak yaptığı şeylerin son günü.
* En sevdiği çiçek diye bir şey yoktur, çünkü çiçek sevmez!
* Giyim tarzının en belirgin özellikleri, nar çiçeği rengi ve keçeden aksesuvarlarıdır.
Yasemin için...
* En büyük tutkusu arabalardır.
* Yasemin bazen sinirli olur. Böyle zamanlarda onun üstüne gitmemek gerekir.
* En tatlı yönü alttan alabilmesidir. Ben de bu tarafını çok severim.
* En sevdiği aksesuvarlar, saat, yüzük ve şapkalardır.
* Sık sık telefonunu ve tarzını değiştirir.
* Alışverişe çıktığımızda Yasemin genellikle çanta alır.
* En çok para harcadığı şeyler, telefon ve güneş gözlüğüdür.
* Yasemin’in canı sadece sevgilisi onu bunalttığında sıkılır.
Cemre için...
* En sevdiği sanatçılar, Britney Spears, Rihanna, Angelina Jolie’dir.
* Kullanmaktan en çok hoşlandığı cümle, “yok artık”tır.
* Yanından asla ayırmadığı obje, saatidir.
* Kafasına en çok taktığı şey, konser bilet sayısıdır.
* Cemre’yle bazen kavga ederiz, ama sonra iki taraftan biri yumuşar.
* Cemre’nin en belirgin kişilik özellikleri, inatçı, sinirli ama sevgi dolu olmasıdır.
* Tatillerinde en çok sevdiği kişiyle birlikte olmak ister. Nerede olduğu fark etmez.
YASEMİN NELER DEDİ?
Gülçin için...
* Gülçin’le tanıştığımız ilk günde okulda bale dersi yaptık.
* Onu en çok taklit yaptığı zamanlar seviyorum.
* Gülçin, şu özellikleri olan yakışıklılardan hoşlanır: Body yapmış, sarışın ve çok uzun boylu olmayan...
* Gülçin genellikle kendince işinde sorun çıktığını düşünürse şikayet eder.
* Onunla aramızda güçlü bir dostluk var, çünkü o da abur cuburu çok seviyor!
* Kızdığı zaman kızarır ve konuşamaz.
* Her zaman kendine özgü bir kızdır.
Eren için...
* Eren’in en çok çalışkanlığını, saflığını, komikliğini ve beden dilini iyi kullanmasını seviyorum.
* Eren’in en sık kullandığı kelimeler, “hani” ve “wooo”dur.
* Onunla en son tatlı bir kavga ettik. Bunun sebebi saf olmasıydı.
* Eren’le dans etmek çok eğlencelidir.
* Eren’i sadece açken üstüne giderseniz kızdırabilirsiniz!
* Eren, benim hakkımda, genellikle şunları söyler: Yasement, Yasin, eğlenceli.
* Mutlu olduğu zaman genelde garip müzikleriyle dans eder.
Cemre için...
* Cemre’nin en belirgin özellikleri şunlardır: Agresiftir, ama bunu sevdiğinden yapar. Bir de uyumayı çok sever.
* Cemre’nin kızgın olduğunu şu tavırlarından anlarım: Gözleri kocaman olur ve dudağını yemeye başlar.
* En sevdiği yiyecekler, bulgur pilavı ve menajerimiz Evren’in yaptığı kıymalı makarnayla köftedir.
* İnat ettiği zaman beni çileden çıkarır.
* Cemre ve ben, korku filmlerini severiz.
* Cemre’yi üç sözcükte anlatmam gerekirse, bu sözcükler "sevgi", "sinirli" ve "güzel vücutlu" olurdu.
* Cemre, arkadaşlarını savunmaktan asla vazgeçemez.
* En sevdiği evcil hayvan köpeğidir. Bir kurt köpeği var.
CEMRE NELER DEDİ?
Yasemin için...
* Yasemin, içimizdeki en çılgın kızdır.
* Onu kıyafet konularında ikna etmek çok zordur.
* En büyük korkusu, cam kapılar ve pencerelerdir.
* Ona “cüce” dediğim zaman bana çok kızar.
* Yasemin, alışveriş konusunda çok şanslıdır.
* En sevdiği araba markası, Mini Cooper’dır.
* Yasemin, gece program yapmaktan çok hoşlanır. Bizi de peşinden sürükler.
Gülçin için...
* Gülçin, bazen bencil bir kız olabilir ve o zamanlar beni biraz kızdırır.
* En sevdiğim yönü, obur oluşudur
* Gülçin’in bu hayatta en çok sevdiği insan, kendisidir!
* Gülçin’in giyim tarzı belirsizdir.
* Asla vazgeçemeyeceği eşyaları, oyuncak bebekleridir.
* Gülçin, bazen sinirlenir ve bunun genellikle sebebi istediğini alamamasıdır.
Eren için...
* Eren, bazen mutsuz olur. Genellikle bunun sebepleri, uykusuz ve aç olmasıdır.
* Eren’in neşeli olduğu anları çok severim. Çünkü o zaman çok komik olur.
* Asla paylaşamayacağı şey, yatağıdır. Ama benimle paylaşır...
* Eren için özel bir arkadaşlığın en önemli gereklilikleri, saf sevgi ve dürüstlüktür.
* Eren’i tanımak için genel davranışlarına bakmak yeterlidir.
* Çok iyi kalplidir, çünkü adı Polyanna’dır!
GÜLÇİN NELER DEDİ?
Eren için...
* En belirgin karakteristik özelliği sürrealist olmasıdır.
* Onun giyim tarzını “Kafama ne eserse giyerim” cümlesi anlatabilir.
* Eren’le aramızdaki bağ, empati kurabilen olgun insanlarınki gibidir.
* Eren’in en sevdiğim yönü iyimser olmasıdır.
* Kızdığı zaman çok alıngan olabilir.
* Aşık olduğu zaman, olmamış gibi davranır!
* Hayatta asla vazgeçemeyeceği şeyler, keyfiyle, uykusuyla, boğazıyla ilgili şeylerdir.
* Eren’e bazı şeyleri göremediği zaman kızabiliyorum.
* Beni en çok güldüren yönü, bazen saçma tepkiler vermesidir.
Cemre için...
* Cemre’yi bizden ayıran en önemli karakteristik özelliği, cadı olmasıdır!
* Bazen çok asabi bir kız olabilir.
* Herkes Cemre’yi bir şeyleri abartıp komikleştirerek anlatması yüzünden sever.
* En sevdiğim özellikleri ayak parmaklarıdır.
* Sevmediği insanlara karşı fazla ukala olabilir.
* Cemre’yle uzun zaman görüşmezsek, onun bir şeyleri abartarak anlatması yönünü çok özlüyorum.
* Cemre, komik danslar yaptığımız zamanlarda çok eğlenceli bir kızdır.
Yasemin için...
* En çok güldüğü kişi, genellikle Cem Yılmaz’dır.
* En sevdiğim özellikleri, geyik yapmayı sevmesi ve yaptığı taklitlerdir.
* En çok komik danslar yapabileceği mekanlarda eğlenmekten hoşlanır.
* En çok gerilim, polisiye, aksiyon tarzı filmleri izlemeyi sever.
* Yasemin’le bazen tartışırız. Bu da genellikle şu sebeplerden olur: Beni dinlemez, dinlediğini sanır.
* Yasemin’in hayat felsefesini anlamış değilim.
www.Hepsix.Com
Hepsi: Çocuk grubu değiliz!
Grup Hepsi'nin son röportajını www.Hepsix.Com olarak yayınlıyoruz:
Hepsi grubu üyeleri, “çocuk grubu” olarak nitelendirilmekten şikayetçi: “İlk çıktığımızda sonuçta çocuktuk. O zaman bizim hitap ettiğimiz kesim de küçük kitleydi. Fakat o kitle şu anda büyüdü. Bizimle birlikte onlar da olgunlaştı. Biz artık kariyer sahibi, 23/24 yaşında genç kızlarız.”
Yaşlarınız büyüyor, ama hayran kitlenizin büyük çoğunluğu çocuklardan oluşuyor. Dolayısıyla size “Çocuk grubu” diyenler de var. Bu durum sizleri rahatsız ediyor mu?
- Eren: Çocukların bizi örnek alması çok büyük bir sorumluluk. Aileler de bizi bir şekilde kabullendiler ve çocuklarının bizi sevmesi, onları bizim konserlerimize getirmeleri çok önemli bir şey. Biz çocuk değiliz. 23, 24 yaşında genç kızlarız. Yalnızca çocukların bizi sevdiği, örnek aldığı bir iş yapmaya çalışıyoruz. Aslında çok zor bir iş yapıyoruz.
- Gülçin: Ben hiç rahatsız olmuyorum bu durumdan. Çocukları çok seviyorum. Kendi içimde de hálá bir çocuk var. Oyuncakları ve renkli giyinmeyi çok seviyorum. Ama tabii bir yandan da şov işi yapıyoruz. Bu yüzden de çocukların bizi sevmesi çok normal. Daha müzikal bir iş yapsak o zaman daha da geniş bir kitlemiz olurdu bence. Zaten ileride yapmak istediğim başka idealler de var. Onlar sadece çocuklara hitap eden şeyler değil.
- Yasemin: İlk çıktığımızda sonuçta çocuktuk. O zaman bizim hitap ettiğimiz kesim de küçük kitleydi. Fakat o kitle şu anda büyüdü. Bizimle birlikte onlar da olgunlaşıyor. Bizim yaşımız gereği öğrendiğimiz şeyleri onlar da farklı şekilde öğreniyorlar ve bizi örnek alıyorlar. Biz ne yaparsak onu yapıyorlar. Mesela benim saç modelimi bile örnek alanlar vardı. Aileler için çok önemli bunlar. Paralarını biriktirmeyi öğreniyorlar, bir amaçları oluyor. Bizim bir kartpostalımızı almak için bile harçlıklarını biriktiriyorlar. Kendi yaşlarına göre bir nevi sorumluluk alıyorlar.
- Cemre: Aslında hiç yaş sınırımız yok. Sadece daha çok sesi çıkan bir kesim küçükler. O yüzden sadece küçüklermiş gibi geliyor. Mesela benim çoğu yaşıtım var. Özel üniversitelere konsere gittiğimiz zaman sanki bizi bir yerden çıkartıyor ama tanımıyormuş gibi davrananlar oluyor. Ama akşam dışarı çıktığımda, mekanda bizim şarkımız çaldığında da aynı insanların bağıra bağıra söylediğini görüyorum. Bizim yaşıtlarımızın pek hoşuna gitmediğimiz oluyor.
23-24 yaşında kendi parasını kazanan, kendi sözünü söyleyen biri olmak insana ekstra bir güven veriyor mu?
- Cemre: Tabii ki. Vergi ödemek, “Elektrik faturası gecikirse ne olur” diye endişelenmek, ev kirası… Milyon tane şey var. Mesela geçen gün doğalgazı kesmeye geldiler. “Niye” dedim. “Önce kontrol ettirmeniz, daha sonra kullanmanız gerekiyor” dediler. Benim yaşımda kaç kişinin bundan haberi var. Tabii ki üzerimizde çok fazla sorumluluk var. Ev geçindiriyoruz, vergilerimizi çok sıkı takip ediyoruz, her şeyden haberimiz var. Benim birçok arkadaşım var ailesinin tuttuğu evde kalıyor. Fakat ne kadar apartman aidatı ödediğini bile bilmiyor. Bunların bilincindeyiz. Bu durumun verdiği güven sonucu en iyi anlaştıklarım benden yaşça büyük insanlar…
- Eren: Tabii ki veriyor. Ama biz çok erken yaşta çalışmaya başladık zaten. Biz ilk olarak AKM Çocuk Balesi’nde daha 10 yaşındayken her hafta sonu çocuk oyunuyla çıkıp yevmiye almaya başladık. Ortaokulda birikmiş dolarlarım vardı benim ve tabii ki bunun verdiği özgüven bir de… Ortaokuldaki bir kızın kendi istediğini gidip alması çok büyük bir özgürlük. Bir şekilde hayata karşı daha farklı bir duruşun oluyor. Şu anda da artık bu sanki çok normal. Hayatımın rutini gibi geliyor.
ERKEKLERİ EZİYORUZ
Erkeklerin pek özgüvenli kadınlardan hoşlanmadığı söylenir. İkili ilişkilerde bunun sıkıntısını yaşıyor musunuz?
- Cemre: Kendileri bilirler. Hepimiz diyoruz ki; “Sete girerim, çalışmaya başlarım. Sabah 9’da başlarım, gece 3’te çıkabilirim. Sen beni aradığında cevap veremeyebilirim. Mesaj atarsın, 4 saat sonra cevap verebilirim. Ya da bir turneye çıkarım, 28 gün dönmeyebilirim. Ben bu şekilde yaşıyorum. Bu benim seçimim. Lüksüm deği,l bu benim mecburiyetim.” Dolayısıyla bunları kabul eden birilerini arıyoruz ama yok ne yazık ki!
- Eren: Şu ana kadar hiç problem çıkarmadı. Belki de benim seçimlerimden dolayı. Özel hayatımdaki kişi okula bile gitse, kendi hayatında gerçekten sayılan, sevilen insan oluyor hep. Hiç kimsenin bizim gibi olmasını beklemiyorum. Çünkü gerçekten biz özel bir durumdayız. Türkiye genelinde bizim gibi toplasanız kaç insan vardır. Başka dallarda da bizim yaşımızda çok önemli yerlere gelmiş insanlar vardır. Ama tabii herkesten bunu beklemiyorum. Ben herkesi olduğu gibi kabul eden bir insanım. Yanımdaki kişi benim gibi ya da benden daha üstün olmalı gibi iddialarım yok. Çünkü ben öyle yaşayan ya da öyle bir duruşu olan bir insan değilim. Karşımdakine bunu hissettirmem. Karşımdaki kişi hálá okuyorsa aksine onu motive etmeye yönelik davranıyorum.
- Gülçin:Biz nasıl kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya ve bir başarı elde etmeye çalışıyoruz, ben de partnerimden aynı şeyleri beklerim. Tabii ki böyle partnerler seçmek zorundayız. Ve öyle insanları da bulmak zor oluyor. Bir kere bir erkeğin çocuk gibi olmaması gerekiyor.
- Yasemin: Bana kalırsa erkekler bunun ezikliklerini yaşıyorlar karşımızda. Çünkü her zaman; “Erkek daha güçlüdür, kariyeri, parası vardır, kendi ayakları üzerinde durur” diye söylenir. Bizim yaşıtlarımızda bunlar pek olmuyor. Onlar hálá okuyorlar ya da askerlik yapıyorlar. Biz ise çok küçük yaştan beri çalıştığımız için bazı şeyler hayatımızda oturmuş. Düzenimiz var ve bir gelirimiz var. Ve buna karşılık da söyleyecek sözlerimiz var. Bundan dolayı erkekler kendi içlerinde savaştıkları için tepkilerini farklı şekilde bize yansıtıyorlar.
Aşk konusunda mı yoksa iş konusunda mı daha tutkulusunuz?
- Cemre: İş konusunda takıntılıyım yani. Büyük konuşmak istemiyorum. 2 yıl sonra; “Aman Allah’ım” diyebilirim. Ama şu an için öncelikli olan işim. Zaten hayatımda biri olmadığı için belki de bu kadar rahat konuşuyorum. Ama aşkım için de işimden vazgeçmem. Kendi kendime planlarım var. 2010’da evlenmiş olacağım. Çünkü genç yaşta anne olmak istiyorum.
- Eren: Ben çok duygusal bir insanım. Her zaman disiplinliyimdir ama aşk konusunda çok duygusalım. Tutkuları yüksek olan bir insanım, seçemem.
- Gülçin: Aslında ben şimdiye kadar işim konusunda kimse için ödün vermedim. Her zaman idealist davrandım. Hiçbir şey bunu değiştiremez ama şu anki önceliğim sanırım aşk!
- Yasemin: İş konusunda çok çok daha tutkuluyum. Hiçbir şey önüne geçemez. Çünkü bana; “Ya işin ya ben” diye geliniyorsa zaten o kişi benim hayatımda olmasın. Bir yere gittiğimizde bazı şeyleri karşılayabiliyorsak - ki ben bu yaşta karşılayabiliyorsam- demek ki çok çalışmışım ve işim sayesinde yapabiliyorum bunu. O zaman onun konuşma hakkı olmuyor. Susacak!
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
- Cemre:Boğazımda düğüm düğüm bir şey ifade ediyor son iki senedir. Hiç mutlu bir şey ifade etmiyor ne yazık ki. Şimdi bana; “Aşık olacakmışsın” deseniz çok korkarım. Mümkünse olmayayım! Kendimi bir yıldır uzak tutuyorum. O yüzden de başıma gelmesin diye elimden geleni yapıyorum. Hiç güzel bir iz bırakmadı bende. Çünkü normalde ben biraz çakalımdır. Bir şeyler oldu mu hemen anlarım. Ama aşık olunca o kadar saf oluyorum ki; o halimden hiç hoşlanmıyorum. Aptal gibi ne deseler inanıyorum. O yüzden benden uzak olsun.
- Eren: Aşk güzel bir şey ama aynı zamanda zor bence. Çünkü duyguların iyisinin de kötüsünün de çok yoğun yaşandığı bir şey. Aslında aşkta bir aşırılık var. Yoğun yaşandığı zaman zarar veriyor.
- Gülçin:Erkek arkadaşımı ifade ediyor. Aşk şu anda yaşadığım şey.
- Yasemin: Tek kelimeyle acı!
Kendinizi genç bir kız gibi mi yoksa kadın gibi mi hissediyorsunuz?
- Cemre: Ruh halim giydiğim kıyafete göre bile değişiyor. Belki de 23 yaşında olduğum için. Tabii ki çocuk değilim. Çocuk olmadığımın farkındayım. Ama böyle çok olgun ve oturaklı bir kadın da değilim. Gelip gidiyorlar bana. Biraz delilik var herhalde.
- Eren: Son bir yıldır 24 yaşındaki bir genç kızın tatması gereken hayat tecrübesini, edinmesi gereken deneyimleri tadına vararak sindire sindire yaşamaya başladım. Sonra pişman olmak istemiyorum.
- Gülçin: Genç bir kadınım.
- Yasemin: Genç kız gibi hissediyorum kendimi. Hiçbir zaman kadın gibi göremedim. Bazen öyle olduğu anlar da oluyor. Aslında ruh halime göre değişiyor.

Yaşlarınız büyüyor, ama hayran kitlenizin büyük çoğunluğu çocuklardan oluşuyor. Dolayısıyla size “Çocuk grubu” diyenler de var. Bu durum sizleri rahatsız ediyor mu?
- Eren: Çocukların bizi örnek alması çok büyük bir sorumluluk. Aileler de bizi bir şekilde kabullendiler ve çocuklarının bizi sevmesi, onları bizim konserlerimize getirmeleri çok önemli bir şey. Biz çocuk değiliz. 23, 24 yaşında genç kızlarız. Yalnızca çocukların bizi sevdiği, örnek aldığı bir iş yapmaya çalışıyoruz. Aslında çok zor bir iş yapıyoruz.
- Gülçin: Ben hiç rahatsız olmuyorum bu durumdan. Çocukları çok seviyorum. Kendi içimde de hálá bir çocuk var. Oyuncakları ve renkli giyinmeyi çok seviyorum. Ama tabii bir yandan da şov işi yapıyoruz. Bu yüzden de çocukların bizi sevmesi çok normal. Daha müzikal bir iş yapsak o zaman daha da geniş bir kitlemiz olurdu bence. Zaten ileride yapmak istediğim başka idealler de var. Onlar sadece çocuklara hitap eden şeyler değil.
- Yasemin: İlk çıktığımızda sonuçta çocuktuk. O zaman bizim hitap ettiğimiz kesim de küçük kitleydi. Fakat o kitle şu anda büyüdü. Bizimle birlikte onlar da olgunlaşıyor. Bizim yaşımız gereği öğrendiğimiz şeyleri onlar da farklı şekilde öğreniyorlar ve bizi örnek alıyorlar. Biz ne yaparsak onu yapıyorlar. Mesela benim saç modelimi bile örnek alanlar vardı. Aileler için çok önemli bunlar. Paralarını biriktirmeyi öğreniyorlar, bir amaçları oluyor. Bizim bir kartpostalımızı almak için bile harçlıklarını biriktiriyorlar. Kendi yaşlarına göre bir nevi sorumluluk alıyorlar.
- Cemre: Aslında hiç yaş sınırımız yok. Sadece daha çok sesi çıkan bir kesim küçükler. O yüzden sadece küçüklermiş gibi geliyor. Mesela benim çoğu yaşıtım var. Özel üniversitelere konsere gittiğimiz zaman sanki bizi bir yerden çıkartıyor ama tanımıyormuş gibi davrananlar oluyor. Ama akşam dışarı çıktığımda, mekanda bizim şarkımız çaldığında da aynı insanların bağıra bağıra söylediğini görüyorum. Bizim yaşıtlarımızın pek hoşuna gitmediğimiz oluyor.
23-24 yaşında kendi parasını kazanan, kendi sözünü söyleyen biri olmak insana ekstra bir güven veriyor mu?
- Cemre: Tabii ki. Vergi ödemek, “Elektrik faturası gecikirse ne olur” diye endişelenmek, ev kirası… Milyon tane şey var. Mesela geçen gün doğalgazı kesmeye geldiler. “Niye” dedim. “Önce kontrol ettirmeniz, daha sonra kullanmanız gerekiyor” dediler. Benim yaşımda kaç kişinin bundan haberi var. Tabii ki üzerimizde çok fazla sorumluluk var. Ev geçindiriyoruz, vergilerimizi çok sıkı takip ediyoruz, her şeyden haberimiz var. Benim birçok arkadaşım var ailesinin tuttuğu evde kalıyor. Fakat ne kadar apartman aidatı ödediğini bile bilmiyor. Bunların bilincindeyiz. Bu durumun verdiği güven sonucu en iyi anlaştıklarım benden yaşça büyük insanlar…
- Eren: Tabii ki veriyor. Ama biz çok erken yaşta çalışmaya başladık zaten. Biz ilk olarak AKM Çocuk Balesi’nde daha 10 yaşındayken her hafta sonu çocuk oyunuyla çıkıp yevmiye almaya başladık. Ortaokulda birikmiş dolarlarım vardı benim ve tabii ki bunun verdiği özgüven bir de… Ortaokuldaki bir kızın kendi istediğini gidip alması çok büyük bir özgürlük. Bir şekilde hayata karşı daha farklı bir duruşun oluyor. Şu anda da artık bu sanki çok normal. Hayatımın rutini gibi geliyor.
ERKEKLERİ EZİYORUZ
Erkeklerin pek özgüvenli kadınlardan hoşlanmadığı söylenir. İkili ilişkilerde bunun sıkıntısını yaşıyor musunuz?
- Cemre: Kendileri bilirler. Hepimiz diyoruz ki; “Sete girerim, çalışmaya başlarım. Sabah 9’da başlarım, gece 3’te çıkabilirim. Sen beni aradığında cevap veremeyebilirim. Mesaj atarsın, 4 saat sonra cevap verebilirim. Ya da bir turneye çıkarım, 28 gün dönmeyebilirim. Ben bu şekilde yaşıyorum. Bu benim seçimim. Lüksüm deği,l bu benim mecburiyetim.” Dolayısıyla bunları kabul eden birilerini arıyoruz ama yok ne yazık ki!
- Eren: Şu ana kadar hiç problem çıkarmadı. Belki de benim seçimlerimden dolayı. Özel hayatımdaki kişi okula bile gitse, kendi hayatında gerçekten sayılan, sevilen insan oluyor hep. Hiç kimsenin bizim gibi olmasını beklemiyorum. Çünkü gerçekten biz özel bir durumdayız. Türkiye genelinde bizim gibi toplasanız kaç insan vardır. Başka dallarda da bizim yaşımızda çok önemli yerlere gelmiş insanlar vardır. Ama tabii herkesten bunu beklemiyorum. Ben herkesi olduğu gibi kabul eden bir insanım. Yanımdaki kişi benim gibi ya da benden daha üstün olmalı gibi iddialarım yok. Çünkü ben öyle yaşayan ya da öyle bir duruşu olan bir insan değilim. Karşımdakine bunu hissettirmem. Karşımdaki kişi hálá okuyorsa aksine onu motive etmeye yönelik davranıyorum.
- Gülçin:Biz nasıl kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya ve bir başarı elde etmeye çalışıyoruz, ben de partnerimden aynı şeyleri beklerim. Tabii ki böyle partnerler seçmek zorundayız. Ve öyle insanları da bulmak zor oluyor. Bir kere bir erkeğin çocuk gibi olmaması gerekiyor.
- Yasemin: Bana kalırsa erkekler bunun ezikliklerini yaşıyorlar karşımızda. Çünkü her zaman; “Erkek daha güçlüdür, kariyeri, parası vardır, kendi ayakları üzerinde durur” diye söylenir. Bizim yaşıtlarımızda bunlar pek olmuyor. Onlar hálá okuyorlar ya da askerlik yapıyorlar. Biz ise çok küçük yaştan beri çalıştığımız için bazı şeyler hayatımızda oturmuş. Düzenimiz var ve bir gelirimiz var. Ve buna karşılık da söyleyecek sözlerimiz var. Bundan dolayı erkekler kendi içlerinde savaştıkları için tepkilerini farklı şekilde bize yansıtıyorlar.
Aşk konusunda mı yoksa iş konusunda mı daha tutkulusunuz?
- Cemre: İş konusunda takıntılıyım yani. Büyük konuşmak istemiyorum. 2 yıl sonra; “Aman Allah’ım” diyebilirim. Ama şu an için öncelikli olan işim. Zaten hayatımda biri olmadığı için belki de bu kadar rahat konuşuyorum. Ama aşkım için de işimden vazgeçmem. Kendi kendime planlarım var. 2010’da evlenmiş olacağım. Çünkü genç yaşta anne olmak istiyorum.
- Eren: Ben çok duygusal bir insanım. Her zaman disiplinliyimdir ama aşk konusunda çok duygusalım. Tutkuları yüksek olan bir insanım, seçemem.
- Gülçin: Aslında ben şimdiye kadar işim konusunda kimse için ödün vermedim. Her zaman idealist davrandım. Hiçbir şey bunu değiştiremez ama şu anki önceliğim sanırım aşk!
- Yasemin: İş konusunda çok çok daha tutkuluyum. Hiçbir şey önüne geçemez. Çünkü bana; “Ya işin ya ben” diye geliniyorsa zaten o kişi benim hayatımda olmasın. Bir yere gittiğimizde bazı şeyleri karşılayabiliyorsak - ki ben bu yaşta karşılayabiliyorsam- demek ki çok çalışmışım ve işim sayesinde yapabiliyorum bunu. O zaman onun konuşma hakkı olmuyor. Susacak!
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
- Cemre:Boğazımda düğüm düğüm bir şey ifade ediyor son iki senedir. Hiç mutlu bir şey ifade etmiyor ne yazık ki. Şimdi bana; “Aşık olacakmışsın” deseniz çok korkarım. Mümkünse olmayayım! Kendimi bir yıldır uzak tutuyorum. O yüzden de başıma gelmesin diye elimden geleni yapıyorum. Hiç güzel bir iz bırakmadı bende. Çünkü normalde ben biraz çakalımdır. Bir şeyler oldu mu hemen anlarım. Ama aşık olunca o kadar saf oluyorum ki; o halimden hiç hoşlanmıyorum. Aptal gibi ne deseler inanıyorum. O yüzden benden uzak olsun.
- Eren: Aşk güzel bir şey ama aynı zamanda zor bence. Çünkü duyguların iyisinin de kötüsünün de çok yoğun yaşandığı bir şey. Aslında aşkta bir aşırılık var. Yoğun yaşandığı zaman zarar veriyor.
- Gülçin:Erkek arkadaşımı ifade ediyor. Aşk şu anda yaşadığım şey.
- Yasemin: Tek kelimeyle acı!
Kendinizi genç bir kız gibi mi yoksa kadın gibi mi hissediyorsunuz?
- Cemre: Ruh halim giydiğim kıyafete göre bile değişiyor. Belki de 23 yaşında olduğum için. Tabii ki çocuk değilim. Çocuk olmadığımın farkındayım. Ama böyle çok olgun ve oturaklı bir kadın da değilim. Gelip gidiyorlar bana. Biraz delilik var herhalde.
- Eren: Son bir yıldır 24 yaşındaki bir genç kızın tatması gereken hayat tecrübesini, edinmesi gereken deneyimleri tadına vararak sindire sindire yaşamaya başladım. Sonra pişman olmak istemiyorum.
- Gülçin: Genç bir kadınım.
- Yasemin: Genç kız gibi hissediyorum kendimi. Hiçbir zaman kadın gibi göremedim. Bazen öyle olduğu anlar da oluyor. Aslında ruh halime göre değişiyor.